Haber

Seçim sonrası ekonomide vatandaşları neler bekliyor?

Türkiye seçim dönemine, yüksek enflasyon ve Türk lirasındaki değer kaybı karşısında reel gelirlerin hızla eridiği, bütçe ve ödemeler dengesindeki sorunların arttığı bir ekonomik tabloyla giriyor.

14 Mayıs’ta yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimleri, ekonomik sıkıntılarla birlikte hayat pahalılığı krizi sarmalına yol açan politikalar için bir yol ayrımına işaret ediyor.

Cumhur İttifakı, seçimleri kazanması durumunda Eylül 2021’den beri uyguladığı düşük faize dayalı ekonomi modelini sürdüreceğinin sinyallerini verirken, Millet İttifakı, Merkez Bankası’nın bağımsızlığına dayalı ekonomi politikalarında geri dönüşe işaret ediyor. ve enflasyonla başa çıkmak için tüm dünyada uygulanan ortodoks politik araçlar.

Enflasyonla mücadele için makroihtiyati tedbirlere ihtiyaç olduğunu ve bunun ekonomide normal bir politikaya geçişle mümkün olacağını vurgulayan uzmanlara göre, ekonomideki erozyon nedeniyle kısa vadede ekonominin toparlanması mümkün değil. gelirler. Bunun için enflasyonla mücadelenin yanı sıra gelir artırıcı düzenlemeleri de içeren orta ve uzun vadeli politikalara ihtiyaç vardır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın faiz oranlarını yüzde 19’dan yüzde 9’a indirme kararlılığı, 2021’in sonlarında liranın, 2022’de ise yüzde 30 daha düşmesine neden oldu. Gıda, akaryakıt ve kira maliyetlerindeki ani artışla birlikte enflasyon Ekim 2022’de yüzde 85,51’e, 24 yılın zirvesi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Aralık 2022 prestijiyle açıkladığı resmi verilere göre enflasyon yüzde 64,27, gıda enflasyonu yüzde 77,87. Merkez Bankası’nın 2023 enflasyon tahmini yüzde 22,3.

Enflasyonla mücadele programına ihtiyaç var.

DW Turkish’e konuşan İstanbul Kültür Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Uygulamada sorunlar yaşanırsa muhtemelen yıl sonunda yüzde 65 civarında bir enflasyon görebiliriz.”


İstanbul Kültür Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Sinan AlçınFotoğraf: Privat

Cumhur İttifakı temsilcilerinin 2021 Eylül ayı itibarıyla uygulanan politikanın seçimlerden sonra da devam edeceğine işaret ettiğini vurgulayan Alçın, güçlü bir enflasyonla mücadele programının ortaya konmayacağına dair sinyalin alındığını belirtiyor.

Güçlü bir enflasyonla mücadele programının gerektirdiği adımları anlatan Alçın, “Öncelikle mali disiplin ve şeffaflık mı uyguluyor? Bu tarafı ve bunu hep davranışını pekiştirecek şekilde yapıyor. TÜİK’in 2023 sonunda hesapladığı enflasyon oranı üzerinden düşünürsek yüzde 20’lere inen bir enflasyon görebiliriz” diyor.

Sinan Alçın’a göre, Millet İttifakı’nın seçimleri kazanması durumunda 21 yıl sonra iktidar değişikliği sonucunda ortaya çıkacak hükümet, ilk adım olarak vergi oranlarını artıran ve dolayısıyla vergi oranlarını düşüren sertleştirici adımlar atmaya istekli olmayabilir. Bir anlamda halkın satın alma gücü. Bu nedenle Alçın, yılın ortalama yüzde 40-45 enflasyonla tamamlanabileceğini öngörüyor.

Ekonomik sükûnet kapıda

DW Türkçe’ye konuşan ekonomist Dr. Oğuz Demir de yıl sonuna kadar baz etkisiyle enflasyonda bir gevşeme olacağının altını çizdi. Tokat yedi. Ve üzerine bir durgunluk geliyor.”

Rakamların sanayi üretimi ve reel sektör inancında tatmin edici olmadığını belirterek, bunun işgücü piyasasına olası olumsuz etkilerine dikkat çeken Demir, “Hükümet bunun olmasını önlemek için piyasaya para pompalamaya çalışıyor. Seçime kadar bu acıyı dindirecek bir şeyleri var mı diye sorarsanız, her yolu denediler ama gördüğünüz gibi aslında çözebilecek gibi de görünmüyorlar” diyor.

Mevcut düşük faize dayalı modelin seçimden sonra da devam edeceğinin altını çizen Demir, “Döviz açığı var, bu sistemde kırılganlıklar var ama bunlar ısrar etti ve edecek.” Muhalefet iktidara gelirse, “Türkiye, geçmişte ve dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi, ekonomi kadrolarının sık sık getirdiği normal yola dönmek üzere gibi görünüyor. medyada yükseldi. Yani hem merkez bankası tarafında para politikası bağımsızlığına hem de tüm dünyada uygulanan olağan enflasyonla mücadele politikalarına geri dönecek gibi görünüyor.”

Millet İttifakını oluşturan altı siyasi partinin 30 Ocak’ta açıklayacağı “Geçiş Süreci Yol Haritası ve Ortak Politikalar Metni” ile muhalefetin ekonomik programının netleşmesi bekleniyor.

“Geliri artırıcı politikalara ihtiyacımız var”

Sadece ortodoks politikalara dönüldüğünde ve tüm dünyada geçerli olan reçete uygulandığında zaten son dönemde ciddi zarar görmüş toplumun büyük sıkıntılarla karşılaşacağını ifade eden Demir, “Evet AKP bu politikayı hiç başlatmasaydı. 2 yıl önce evet şimdi daha etkili olurdu ama bugün geldiğimiz noktada çok büyük bir meydan okuma olurdu.” Kullanacağım derken gelir desteği için bazı ek önlemler almak gerekiyor. geliştirmek. Anladığım kadarıyla bunlar altılı masanın düzenlediği ortak çalışma kümesi toplantısında da görüşülüyor. 30 Ocak’ta görüp göremeyeceğimizi göreceğiz” dedi.

Uzmanlara göre Erdoğan’ın son dönemde peş peşe sunduğu destek paketleri kamu hazinesi üzerinde ciddi baskı oluşturacak.

2021 yılında Türk Lirası’nın kaybını durdurmak için devreye alınan Döviz Korumalı TL Vadeli Mevduat planı, kısa vadede dolarizasyonu baskılasa da bütçeye önemli bir yük getirdi. Geçen yıl para korumalı mudilere bütçeden toplam 92,5 milyar TL ödendi.


Türk lirası son iki yılda çok değer kaybetti Fotoğraf: DesignIt/Zoonar/picture Alliance

Buna ek olarak, Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun borçlarına ilişkin faizin kaldırılması, asgari ücretin yüzde 54 oranında artırılması, Aile Destek Programı’nın 15 milyar liradan 40 milyar liraya çıkarılması, 2 bin liranın altındaki icra borçlarının silinmesi, Yönetmelik Emeklilik Yaşında Olanların (EYT) düzenlemesi ile emekli olacakların tazminatlarının karşılanması. Patronlara destek için açıklanan 25 milyar liralık kredi paketi, esnafa, çiftçiye, teknoloji şirketlerine yönelik destek paketleri, vergi indirimleri, sosyal konut projesi gibi adımların toplam maliyeti 1.5 trilyonu geçiyor.

“Geçen yılların acısını çekeceğiz”

Oğuz Demir, enflasyonla mücadele edecek ortodoks politikalardan dönüş yapıldığında ihtiyaç duyulacak gelir artırıcı adımlar için bütçede fırsat bulunması gerektiğine dikkat çekiyor. Demir, “Ancak 2023 bütçesi o kadar sıkıştı ki son adımları düşünün, affı düşünün, zamları düşünün, EYT’yi düşünün. Seçim sonrası bütçede hareket edecek yer kalmadı. Mayıstan sonra Türkiye’yi çok zorlu bir süreç bekliyor. Geçen yılların acısını 2023’te çok daha pahalı ödeyeceğimiz ortada.”

Son bilgilere göre cari açık 2022 yılı Kasım ayında 41,8 milyar dolara ulaştı. Yılın 11 ayında kaynağı belirsiz para girişini gösteren net hata ve noksan kalemi 22,3 milyar dolara yükselerek belirleyici oldu. finansal tablo üzerindeki etkisi. Dış finansmanın bu şekilde karşılanması kur üzerinde önemli bir baskı oluşmasını engellemiştir. Ancak dolar 19 TL’ye yakın ve euro 20 TL’nin üzerinde seyrini sürdürüyor.

Türk Lirası’nın başta dolar olmak üzere gelişmiş ülke para birimleri karşısında belirli bir seviyede tutulduğunu vurgulayan Alçın, “Merkez Bankası döviz rezervlerini kontrol etmeye yönelik makro ihtiyati tedbirler adı altında çeşitli tedbirleri yoğun bir şekilde uyguluyor. özellikle dolar kuru uzun vadeli kredi hibeleri ve swap anlaşmalarının etkisiyle belli bir seviyede tutuluyor.Bu, sıradan ekonominin kendi içinde bulduğu gerçekle örtüşmüyor.Çünkü mevcut enflasyon döviz kuruna yansımıyor. Bu da doğal olarak içerideki malın dışarıdakiler için değerli olduğu anlamına geliyor: “Son aylarda daha yüksek bir kur beklentisi ihracatçı segmentlerde daha yüksek sesle duyuldu. Ancak seçim döneminde mevcut iktidar koalisyonunun kurun yeniden yukarı yönlü hareket etmesine izin verecek bir politika dizisi izlemesi beklenemez.”

“Piyasalarda kur atağı olabilir”

Döviz tevdiat hesaplarında artış olduğuna ve seçim sürecine yaklaştıkça risklerin kur üzerindeki baskıyı artıracağına işaret eden Alçın, “Hükümetin döviz kuru politikasında geri adım atmaya niyeti olmasa da. Artan bu baskı, özellikle 2018 Brunson krizi sonrasında yaşadığımız kur atağına benzer bir atağa neden olabilir.” yapmak.

Türkiye’de para ve sermaye piyasalarına yabancı yatırımcıların gelmesi için güç değişikliğinin beklendiğini belirten piyasalar, seçim anketlerine göre hareket edecek. Oğuz Demir ise seçim döneminin belirsizliğinde Türkiye’yi dalga boyu yüksek, dalgalı bir sermaye piyasası cirosunun beklediğine dikkat çekiyor.


Ekonomist Dr. Oğuz DemirFotoğraf: Privat

Cari açıkta orta ve uzun vadeli adımlar

Alçın, yaklaşık 800 milyar dolarlık bir ekonomi olarak en fazla 1 milyar dolarlık net hata ve noksan seviyesinin kabul edilebilir bir seviye olduğunu söyledi. artırmak gibi orta ve uzun vadeli adımlara ihtiyaç olduğunu belirtiyor.

Sinan Alçın, Türkiye’nin hem nitelikli genç insan kaynağı hem de pazarlara coğrafi yakınlığı ve iş yapma kabiliyeti açısından dış finansman sağlama kapasitesi açısından kendi bölgesinde öne çıkan bir ülke olduğuna işaret ederek, ” Bu nedenle seçimden sonra daha anlaşılır, daha ortodoks ekonomi politikalarının hayata geçirilmesi gerekiyor.Diyalog kanalını her zaman açık tutmak, şeffaflık ve güven adına atılabilecek adımlar elbette Türkiye’yi yabancı yatırımcılar için hedef ülke haline getirebilir.

Son 5-6 yılda güzelce bozulan bir hikayenin bir seçim günü değişmesinin çok gerçekçi olmadığı görüşünü paylaşan Oğuz Demir, dünyadaki daralma sürecinde yabancı sermaye hareketlerinin sınırlı kalabileceğini belirtti. Türkiye’nin negatif Merkez Bankası rezervlerinin tamamlanması ve kredibilitenin yeniden inşası için bu süreye ihtiyaç var. öyle

Büyüme ve istihdamda bozulma

TÜİK’e göre Türkiye’de işsizlik oranı yüzde 10,2 olurken, işsiz sayısı 3,58 milyon kişiye ulaşıyor. DİSK’e göre bu sayı 8 milyon kişiye ulaştı. Resmi verilere göre 2002’de yüzde 10,3 olan işsizlik, o tarihten bu yana dört yıl dışında yüzde 10’un üzerinde kaldı.

Son gelen bilgiler ekonomideki yavaşlamanın ihracat ve sanayideki ivme kaybıyla başladığına işaret ederken, gayri safi yurtiçi hasıladaki mevcut büyümede işgücünün payının giderek azaldığını gösteriyor. TÜİK verilerine göre, cari fiyatlarla işgücü ödemelerinin GSYİH içindeki payı yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 26,3’e geriledi.

Sinan Alçın, “Merkez Bankası beklenti anketinde 2023’te yüzde 4,1 civarında bir büyüme beklentisi bekleniyor. Benim beklentim yüzde 3,5 civarında olabilir. Ama büyümenin bileşenlerinde ciddi bir deformasyon var. Milli gelirde çalışanların payı yüzde 25’lere geriledi. Mevcut enflasyonist ortamı değerlendirdiğimizde bunun önümüzdeki dönemde artarak devam edeceğini söyleyebiliriz” dedi.

Son dönemde istihdam kalitesinde bir erozyon yaşandığına işaret eden Alçın, özellikle pandemi sürecinde kısa çalışma ödeneği ve ücret uygulamalarının ardından daha az istihdamın öne çıktığı bir durumun çalışanların yeterince alamadığını vurguluyor. fiyatları veya sosyal hakları daha düşüktür.


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Fotoğraf: Getty Images/AFP/A. Altan

Alınan son bilgilere göre kamu tüketiminin hanehalkı tüketimini aşarak milli gelire önemli katkı sağladığını söyleyen Alçın, bu eğilimin seçim öncesi Ocak, Şubat ve Mart aylarını kapsayan dönemde güçlenerek artacağını öngörüyor.

1,5 trilyon lira hanehalkı borcu

AKP’nin uyguladığı büyüme modeli ise hem kamu hem de hanehalkı borcunu olumsuz etkiledi. Ucuz kredi ve parasal genişleme politikaları borçları artırdı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın son verilerine göre kriz yılı olan 2002’de Türkiye’nin dış borcu 129,6 milyar dolar iken 2022 Ekim ayı prestijiyle 443 milyar dolara ulaştı. gelir yüzde 52’yi aştı, tüketici kredileri ve kredi kartı borçları 2002’de 6,6 milyar TL’den 1,5 trilyon TL’ye çıktı.

Alçın, reel gelirlerdeki önemli erimenin bir uzantısı olarak hanehalkı borcunda da ciddi artışlar olduğuna dikkat çekiyor. Alçın, 1,5 trilyon liralık toplam borcun 500 bin lirasının kredi kartlarından oluştuğuna dikkati çekerek, “Haneleri asgari ücret veya kredinin biraz fazlası ile geçinmek zorunda olan geniş kitleler açısından değerlendirdiğimizde. kartlarda gıda ve temel tüketimin ilk sırada yer aldığını görüyoruz.Bu da insanların günlük tüketimi.Onun bile sağlayamayacağı bir tablo ortaya koyuyor” dedi.

reyhanli-ajans.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

-
Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort